Yazılım ve daha fazlası

“Söz uçar, yazı kalır.”

The Art of Explanation

15/09/2024 tarihinde eklendi

İzah yeteneğinizi geliştirmek istiyorsanız, bu kitap tam size göre. Kitap maalesef henüz dilimize çevrilmemiş. Özetini çıkararak hem okuduklarımı hatırlamak istedim, hem de kitabı okuyamayanlar için en azından bir fikir vermesini umdum.

İster iş ister özel hayat olsun, sürekli olarak kendimizi açıklamamız gerekiyor. Biraz çalışarak ve bazı hususlara da dikkat ederek usta birer anlatıcı olabiliriz. Kitap bu amaçla yazılmış; sözlü ve yazılı anlatımın tüyolarını veriyor. Bununla kalmayıp, takip edip uygulayabileceğiniz bir dizi yönerge de sunuyor.

The art of explanation

İletişim iki boyutlu bir mefhum, sadece sizin anlatmanız yetmiyor karşı tarafın da anlaması gerekiyor. Hedefimiz her zaman “muhatabın anlayabilmesi” olmalı. Kitapta bahsedilen yöntemler ve püf noktaları, bu temel anlayış üzerine inşa ediliyor.

TLDR;

Kitabı üç maddede özetleyecek olursam:

Anatomi

İyi bir anlatımda bulunması gereken temel özelliklerle başlıyor kitap. Kendimizi ifade ederken bu özelliklere bağlı kalırsak, usta bir anlatıcı olabiliriz.

Basitlik

Anlaşılır olabilmenin en kritik gerekliliği basitlik. Yalnız burada basitleştirdiğimiz şey içerik değil. Dilimizi basitleştirmekten bahsediyoruz:

Olmazsa Olmaz Detaylar

Hedefimiz anlaşılır olabilmekti ya; detaylar anlaşılmanın önündeki bir diğer engel. Fakat vermek zorunda olduğumuz bazı detaylar mutlaka olacaktır. Bir karar vermeliyiz. Hangi detaylar konunun özü için gerekli, hangilerini dışarıda bırakabiliriz diye kendimize sormalıyız. Belki bir detayı çok ilginç olduğu için paylaşmaya meyilli olabilirsiniz, ama eğer konunun özü için gerekli değilse kendinize hakim olun ve o mevzuyu hiç açmayın.

Karmaşıklık

Bir konu ne kadar karmaşıksa, anlaşılması ve anlatılması da o kadar zor olacaktır. Fakat karmaşıklıktan kaçmak her zaman mümkün olmayabilir. Çünkü bazı konular özünde karmaşık ve çetrefillidir. Bu durumlarda, anlatacağınız konunun sizin bile anlamakta zorluk çektiğiniz noktalarına uzun zaman ayırmalısınız ve tam olarak kavramalısınız. İşin en zor kısımlarından birisi bu. Ama bundan kaçmak yerine, üzerine gidip kafanızdaki bütün soru işaretlerini gidermeye çalışın. Siz konuya hakim olursanız, karşı tarafa bu karmaşıklığı basit bir şekilde ifade edebilmek için bir şansınız olur. O yüzden, mesela derin bir konuda sunum yapacaksanız, anlattığınız konuyu tüm yönleriyle kavramış olduğunuzdan emin olmadan yola çıkmayın.

Verimlilik

Açıklamalarımızda bulunan hava kabarcıklarından kurtulup, anlatımımızı sıkıştırabildiğimiz kadar sıkıştırmalıyız. Yazdığımız paragrafları düşününce, ifademizden hiçbir şey eksiltmeden çıkarabileceğimiz pek çok cümle bulabiliriz. Bunları bulup çıkarmalıyız. Anlatımımızdaki dağınıklığı - adeta windows’taki defrag aracı gibi - derleyip toplayıp amacına uygun en küçük boyuta getirmeye gayret etmeliyiz. Böylece iletişim hattını (sunum, kompozisyon, telefon görüşmesi vb. tüm iletişim şekillerini düşünebilirsiniz) lüzumsuz yere meşgul etmeyip, anlaşılabilme ihtimalimizi biraz daha artırmış oluruz.

Netlik

Anlatımınız net mi? Karşı tarafa aktarmak istediğinizi mi aktarıyorsunuz tam olarak? Yoksa muğlak ifadelerle, muhatabınızı hayal gücünü kullanmaya mı zorluyorsunuz? Zaten insanlar yanlış anlamaya veya kendi anlamak istedikleri şekilde anlamaya meyilliler. Bu yüzden, ifadelerimiz keskin olmalı: söylemek istediğimizi net bir şekilde söylemeliyiz, yanlış anlaşılma ihtimali olan söylemlerden kaçınmalıyız.

Bağlam

Bağlam, anlatımdaki en önemli unsur.

gibi hususlar bağlamı belirler.

Eğer bağlamı güzel aktarabilirseniz ve böylece karşı taraf konunun kendi için neden önemli olduğunu idrak ederse, anlaşılma şansınız oldukça artar.

Dikkati Dağıtmayın

Sunum yapıyorsunuz ve sayfaların birine konuyla çağrışım yapan bir görsel iliştirdiniz. Konuşmanızı yaparken, insanlar o görsele dalıp uzaklara gidebilir. Veya bir makale yazdınız ve tanımını yapmadan okuyucunun bilmediği bir terim ya da kısaltma kullandınız. Siz yazıya devam ederken, okuyucunun zihni o bilinmeyende takılıp kalacak ve akış bozulacak.

Konuya doğrudan katkısı olmayan ve dikkat dağıtan unsurları tespit edip, açıklamalarımızdan çıkarmalıyız. Bu, anlaşılmanızı kolaylaştıracak en etkili tedbirlerden biri.

İlgiyi Canlı Tutun

Dinleyenin dikkati başka yerde değil sizde olmalı. Bunu sağlamak için, ilginin başka yerlere kayabileceği noktaları tespit etmelisiniz. Daha sonra bu noktalarda ilgiyi korumak için neler yapabileceğinize kafayı yorun. İlgi uyandıran anektodlar kullanmak bunu sağlamanın bir yolu. Çarpıcı örnekler vermek veya yerine göre merak uyandıran bir anlatım tarzı ile de benzer bir etkiyi elde edebilirsiniz.

Faydalı Bilgiler Vermek

İyi bir açıklamanın dinleyiciye faydası olmalıdır. Muhatabınızın kafasındaki soru işaretlerini önceden tahmin etmeye çalışın. Anlatımınızda bu soruları giderecek bilgiler sunun. Dinleyenler sizi dinlediklerine memnun olsunlar, sorularına cevap bulabilsinler.

Niyetiniz Açık ve Net Olsun

Yaptığımız en büyük hatalardan biri, detaylara çok dalıp asıl vermek istediğimiz mesajı verememek. Kafanızda hep “her şeyden öte, ben ne anlatmak istiyorum” sorusuna net bir cevabınız olsun.

Muhatap

Mesajımızın özelliklerini inceledik ve fikirlerimizi “nasıl” anlatmalıyız öğrendik. Bu bölümde ise, mesajı alacak olan karşı tarafa odaklanılmış kitapta.